English - Turkish
Definition of robust, strong; energetic, active in English Turkish dictionary
- vigorous
- {s} dinç
- vigorous
- {s} güçlü
Kölenin gururunu vardır; o sadece en güçlü despota itaat etmeyi kabul eder.
-The slave has his pride; he agrees to obey only the most vigorous despot.
Yaşını göz önünde bulundurursak, o çok güçlü görünüyor.
-He looks very vigorous, considering his age.
- vigorous
- coşkulu
- vigorous
- {s} arsız
- vigorous
- enerjik
Büyük annem 82 yaşında hâlâ enerjik.
-My grandmother is still vigorous at 82 years old.
- vigorous
- hareketli
Hareketli egzersiz seni terletir.
-Vigorous exercise makes you sweat.
- vigorous
- Dinamik
- vigorous
- gayretli bir şekilde
- vigorous
- vigorouslygayretle
- vigorous
- sağlıklı/kuvvetli
- vigorous
- {s} kuvvetli
- vigorous
- dinçlik
- vigorous
- {s} şiddetli
Şiddetli bir tartışma başlattılar.
-They started a vigorous discussion.
Çok şiddetli bir tartışma yaptık.
-We had a very vigorous debate.
- vigorous
- {s} zinde
- vigorous
- {s} gayretli
Related Terms
English - English
Definition of robust, strong; energetic, active in English English dictionary
- {s} vigorous
robust, strong; energetic, active
Hyphenation
robust, strong; energetic, ac·tivePronunciation
Resimler
Favorites