Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Nar bülbülü Birleşik Krallık'ta yaşayan en tanınmış ötücü kuşlardan biridir.
- The robin is one of the most well-known songbirds living in the United Kingdom.
İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.
- In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.
Güzel bir kızılgerdan benim odamın pencere eşiğine indi.
- A pretty robin landed on my room's windowsill.
Bu kuşa neden kızılgerdan diyorlar?
- Why is this bird called a robin redbreast?
Bu kuşa neden narbülbülü diyorlar?
- Why is this bird called a robin redbreast?
Benim dini gün sırasında bir füg besteledim ve bir narbülbülü evcilleştirdim.
- During my sabbatical, I composed a fugue and domesticated a robin.