Sıradan insanlar muazzam bir güce sahip.
- Ordinary people possess enormous power.
Bu ufacık gelişmenin yanında suç işlenmesindeki muazzam artış, muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır.
- This slight improvement has to be set against an enormous increase in crime.
Onun kocaman parmakları vardır.
- He has enormous fingers.
Fil kocaman bir yaratıktır.
- The elephant is an enormous creature.
Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- An elephant is an enormous animal.
Karısına çok büyük bir servet bıraktı.
- He left his wife an enormous fortune.
Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var.
- Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.
Filler iri bir hayvandır.
- An elephant is an enormous animal.
Yeni bina çok büyüktür.
- The new building is enormous.
Tayfundan gelen hasar büyüktü.
- The damage from the typhoon was enormous.
Aşırı derecede eğlendim, inan bana.
- I enjoyed myself enormously, believe me.
all shall be rather enforced than hindered, except they be dismembered, or grievously deformed, infirm, or visited with some enormous hereditary disease is body or mind .