riebele

listen to the pronunciation of riebele
English - Turkish

Definition of riebele in English Turkish dictionary

heel
{i} topuk

O topuklarını bize gösterdi. - He showed his heels to us.

O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor. - She wears high heels to make herself look taller.

heel
{i} ökçe
heel
yana yatmak
heel
(ayakkabıya) ökçe takmak
heel
(denizcilik-gemi) bir yana yatmak veya yatırmak
heel
(ABD-argo) alçak adam, kalleş kimse
end bit
(İnşaat) bıçak kesme ucu
end piece
(Tekstil) 1. çıkıntı 2. son parça
heel
{f} topuğunu yere vurarak dans etmek
heel
(isim) topuk, ökçe, golf sopası ucu, kalleş, aşağılık kimse, alçak
heel
{i} aşağılık kimse
heel
{f} yana yatırmak (gemi)
heel
uç art
heel
{i} kalleş
heel
{f} topuk takmak
heel
{f} ökçe takmak
heel
{f} dizinin dibinden ayrılmamak
heel
çorap topuğu
German - English
end piece
outsider (of a loaf of bread)
end crust
end bit
heel