Fiyatlar saçma bir biçimde düşük.
- The prices are ridiculously low.
Ben bu gülünç pahalı elbiseyi hak edecek ne yaptım?
- What did I do to deserve this ridiculously overpriced dress?
Burada fiyatlar gülünç derecede düşüktür.
- The prices here are ridiculously low.
Tom onun gülünç olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks that's ridiculous.
Bunun gülünç olduğunu düşündüğünü biliyorum.
- I know you think this is ridiculous.
Kes şunu. Saçmalıyorsun.
- Stop it. You're being ridiculous.
Onun hikayesi herhangi birinin inanması için çok fazla saçma.
- His story was too ridiculous for anyone to believe.
Umarım komik olmak seni öldürmez!
- Hopefully, being ridiculous doesn't kill you !
Muhtemelen komik görünüyorum.
- I probably sound ridiculous.
Adam's hair is ridiculous.
... ridiculously tall shoes. ...