ride a horse quickly; drive roughly; rain profusely

listen to the pronunciation of ride a horse quickly; drive roughly; rain profusely
English - Turkish

Definition of ride a horse quickly; drive roughly; rain profusely in English Turkish dictionary

bucket
kova

Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı. - Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.

Ne kadar acele edersen et, çaban sadece kovada bir damla. - No matter how much you hurry your effort is just a drop in the bucket.

ride a horse
ata binmek

Her zaman bir ata binmek istemişimdir. - I've always wanted to ride a horse.

Bir ata binmek istiyorum. - I want to ride a horse.

bucket
(Askeri) mastalya
bucket
(Spor) çember
bucket
bakraç
bucket
(down ile) şakır şakır yağmur yağmak
ride a horse
ata bin
bucket
bucket seat çanak biçiminde koltuk
bucket
{f} bardaktan boşanırcasına yağmak
bucket
{f} kovayla taşımak
bucket
{f} dörtnala koşturmak
bucket
(İnşaat) kova, kepçe
bucket
bucket çok yağ/in
bucket
{i} tulumba pistonu
bucket
bucket shop borsa hisseleri üzerinden vurgun yapan
bucket
meyhane gibikick the bucket nalları dikmek
bucket
ölmek bucketfulbir kova dolusu
bucket
kova,v.kova ile çek: n.kova
bucket
biriktirme yeri
ride a horse
at sürmek
English - English
{f} bucket
ride a horse
ride horseback, travel on a horse
ride a horse quickly; drive roughly; rain profusely
Favorites