richtungsweisend

listen to the pronunciation of richtungsweisend
German - Turkish
eğilim
English - Turkish

Definition of richtungsweisend in English Turkish dictionary

directive
yönerge
directive
direktif

Dün kuruldan yeni bir direktif aldık. Onlar en göze çarpan projelere odaklanmamızı istiyor. - We received a new directive from the board yesterday. They want us to focus on our most visible projects.

guiding
{s} yol gösteren
directive
yönlendirici
guiding
(Politika, Siyaset) yol gösterme
guiding
(Politika, Siyaset) yöneltme
guiding
yönetme
guiding
kılavuzluk
guiding
temel
guiding
esas
directive
{i} talimat
directive
(Askeri) DİREKTİF: 1. Emredilen belirli bir işi veya tespit edilen bir prensibi ihtiva eden askeri haberleşme. Emir verildiği zaman veya belirtilen bir acil durumun ortaya çıkması halinde yürürlüğe gireceği kaydıyla yayınlanmış bir plan. 3. Geniş anlamıyla bir iş, hareket tarzı veya usulün başlamasını ve devamını idare eden herhangi bir haberleşme
directive
{s} yol gösterici
directive
(sıfat) yol gösterici
guiding
{s} ana