We had to yield to their request.
- Onların ricasına boyun eğmek zorunda kaldık.
Your request of this matter has been accepted.
- Bu konuyla ilgili rican kabul edildi.
Please keep your cynical remarks to yourself.
- Alaycı görüşlerini kendine saklamanı rica ediyorum.
Please ask him to call me.
- Lütfen ona beni aramasını rica edin.
I appeal to you to contribute to the new clinic.
- Yeni kliniğe katkıda bulunmanı rica ediyorum.
I asked the solicitor to make out my will.
- Avukattan vasiyetimi yazmasını rica ettim.
Tom is the type of person who always demands that something be done rather than request that it be done.
- Tom bir şeyin yapılmasını rica etmek yerine bir şeyin yapılmasını her zaman talep eden türden bir insan.
I would like to request a short recess.
- Ben kısa bir ara rica etmek istiyorum.
Tom didn't want to ask for help.
- Tom yardım için rica etmek istemiyordu.
I would like to ask for your support.
- Desteğinizi rica etmek isterim.
I carelessly deleted your e-mail address and had to ask Russell in New Zealand for it.
- Ben dikkatsizce e-posta adresini sildim ve onun için Yeni Zelandadaki Russel'den rica etmek zorunda kaldım.
Tom called Mary to ask her to help at the bake sale.
- Tom Mary'yi fırın satışında onun yardım etmesini rica etmek için aradı.