O, kaburgalarıma dirsek vurdu.
- He elbowed me in the ribs.
Tom'un kırık bir kaburgası var.
- Tom has a broken rib.
Tom birkaç kaburga kırmış gibi görünüyor.
- It looks like Tom has broken a couple of ribs.
O, kaburgalarıma dirsek vurdu.
- He elbowed me in the ribs.