restricted or limited by conditions

listen to the pronunciation of restricted or limited by conditions
English - Turkish
Kısıtlı veya koşullar ile sınırlı
qualified
kalifiye

O, iş için kalifiye değil. - He is not qualified for the job.

Görev için kalifiye olması onun en az iki yılını alacak. - It will take him at least two years to be qualified for that post.

qualified
nitelikli

Tom bir kalp cerrahı olmak için niteliklidir. - Tom is qualified to be a heart surgeon.

Sizce bu iş için nitelikli miyim? - Do you think I'm qualified for that job?

qualified
vasıflı

Daha vasıflı olduğumu düşünmüyor musun? - Don't you think I'm more qualified?

Bunu yapmak için vasıflı tek kişiyim. - I'm the only one qualified to do this.

qualified
{s} kaliteli
qualified
sınırlı/nitelikli
qualified
{s} şartlı
qualified
kalifiye,v.nitele: adj.nitelikli
qualified
belirtili
qualified
{f} nitele

O bir doktor olarak nitelendirilir. - He is qualified as a doctor.

Guatemala bir defasında muz cumhuriyeti olarak nitelendirilmişti. - Guatemala was once qualified as a banana republic.

qualified
{s} yetkili
qualified
ehliyeti olan
qualified
nitelendirilmiş

Guatemala bir defasında muz cumhuriyeti olarak nitelendirilmişti. - Guatemala was once qualified as a banana republic.

qualified
(Askeri) EHLİYETLİ, EHLİYET DERECELİ, KALİFİYE: Bazı görev veya mevkilerde; bir silah, makine veya aleti kullanmada resmi bir ehliyet derecesine sahip olan kimse
qualified
{s} belgeli
qualified
(sıfat) nitelikli, kısıtlı, vasıflı, kaliteli, yetkili, yeterli, belgeli, şartlı
qualified
sınırlı
English - English
qualified
restricted or limited by conditions

    Hyphenation

    re·stric·ted or li·mi·ted by conditions

    Turkish pronunciation

    ristrîktıd ır lîmıtıd bay kındîşınz

    Pronunciation

    /rēˈstrəktəd ər ˈləmətəd ˈbī kənˈdəsʜənz/ /riːˈstrɪktəd ɜr ˈlɪmətəd ˈbaɪ kənˈdɪʃənz/
Favorites