Kusmamak için kendimi zar zor tuttum.
- I barely restrained myself from vomiting.
O çocuk dizginlemek zorunda.
- That child has to be restrained.
Bazen en iyi yanıt, kendinizi yanıt vermekten uzak tutmaktır.
- Sometimes, the best response is to restrain yourself from responding.
O artık kendini tutamadı.
- He could no longer restrain himself.
Bazen en iyi yanıt, kendinizi yanıt vermekten uzak tutmaktır.
- Sometimes, the best response is to restrain yourself from responding.
He greeted her for the first time in three years with a restrained embrace.
He was restrained by the straight jacket.