English - Turkish
Definition of resourcefulness, ability to deal effectively with various situations in English Turkish dictionary
- resource
- {i} kaynak
Çin doğal kaynaklar bakımından zengindir.
-China is rich in natural resources.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
-Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
- resource
- (Askeri) müracaat vasıtası
- resource
- (Ticaret) finansal kaynak
- resource
- (Bilgisayar) kaynak yazılım
- resource
- zenginlik
- resource
- çare
- resource
- umar
- resource
- {i} uğraş
- resource
- olanaklar
- resource
- beceri/hobi/çare/kaynak
- resource
- kaynak kaynak yazılım
- resource
- (Askeri) ÇARE, MÜRACAAT VASITASI, KAYNAK: Yeni ve yedek ikmal kaynağı, ihtiyaç halinde kullanılacak yeni veya ek bir stok
- resource
- {i} yetenek; beceriklilik; kuvvet, güç
- resource
- inner resources manevi kuvvet
- resource
- {i} kaynak: natural resources doğal kaynaklar
- resource
- halletme yeteneği
- resource
- mali vasıtalar
- resource
- natural resources doğal kaynaklar
- resource
- {i} yardımına başvurulacak kimse
Related Terms
English - English
Definition of resourcefulness, ability to deal effectively with various situations in English English dictionary
- {i} resource
resourcefulness, ability to deal effectively with various situations
Hyphenation
resourcefulness, a·bi·li·ty to deal ef·fec·tive·ly with va·ri·ous situationsPronunciation
Resimler
Favorites