You don't have to be so formal.
- Çok resmî olmak zorunda değilsin.
You don't need to prepare a formal speech.
- Resmî bir konuşma hazırlamana gerek yok.
The Jabulani is the official match ball of the 2010 FIFA World Cup.
- Jabulani, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın resmi maç topudur.
He could not sign official papers.
- Resmî evrakları imzalayamadı.
This book gives a good picture of life in America during the Civil War.
- Bu kitap, İç Savaş sırasında Amerika'daki yaşamın iyi bir resmini verir.
Formal declarations of war haven't been the United States's style since 1942.
- Resmi savaş beyanları 1942 yılından bu yana ABD tarzı değildir.
The Head of State is here on an official visit.
- Devlet Başkanı burada resmi bir ziyarette.