Araştırmacılar günde üç doyurucu yemek yersen kilo vermenin daha kolay olduğunu söylüyor.
- Researchers say that it's easier to lose weight if you eat three square meals a day.
Dan, Princeton Üniversitesi'nde bir grup biyoloji araştırmacısı ile bir araya geldi.
- Dan met a group of biology researchers at Princeton University.
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
Biraz araştırma yapmak zorundayım.
- I have to do a little research.
O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.
- He was awarded a scholarship to do research for the foundation.
Tom ailesinin geçmişini araştırırken şaşırtıcı sırlar buldu.
- Tom found some skeletons in the cupboard when he was researching his family history.
Aslında onu şimdi araştırıyoruz.
- We're actually researching that right now.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
- This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
Bunu araştırmak için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.
- I'd really like more time to research this.