Patronum benim TPS raporlarımdan memnun değil.
- My boss is not satisfied with my TPS reports.
The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?
- Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
Bir hırsızı ihbar etmek istiyorum.
- I'd like to report a theft.
Derhal polise bildirmek zorundasın.
- You have to report to the police at once.
Bunu ona bildirmek zorundayım.
- I must report this to her.
Bir hırsızlığı rapor etmek istiyorum.
- I would like to report a theft.
Kayıp bir cüzdanı rapor etmek için arıyorum.
- I'm calling to report a lost wallet.
Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.
- You are doing well for a cub reporter.
Karısı onu muhabirlerden sakladı.
- His wife screened him from reporters.
Tom karnesini babasına göstermeye korkuyordu.
- Tom was afraid to show his father his report card.
Tom'un karnesi arzu edilecek çok şey bırakıyor.
- Tom's report leaves much to be desired.
Gazete röportajına göre, dün akşam bir uçak kazası vardı.
- According to newspaper reports, there was an airplane accident last evening.
Onlar gazetecileri seçimlerle ilgili rapor vermekten engelledi.
- They barred journalists from reporting on the elections.
Birçok gazete muhabiri duruşmaya katıldı.
- Many newspaper reporters attended the trial.
İyi bir gazete muhabiri herhangi bir kaynaktan öğrendiklerinden, hatta küçük kuş ona öyle söyledi türü kaynaktan bile yararlanır.
- A good newspaper reporter takes advantage of what he learns from any source, even the little bird told him so type of source.
Tom şimdi rapor yazmakla meşgul.
- Tom is busy writing the report now.
Onlardan her biri gördüğü hakkında bir rapor yazmak zorunda.
- Each of them has to write a report about what he saw.
Söylendiğine göre sanık bilgisayarları çalmış.
- The suspect reportedly stole computers.
Raporuma bazı bilgiler eklemek istiyorum.
- I'd like to add some information to my report.
Söylentiye göre onlar doktora sahte isimler verdi.
- They reportedly gave the doctor false names.
Tom'un Mary'den boşanması söylentiye göre ona bir milyon dolardan daha fazlaya mal oldu.
- Tom's divorce from Mary reportedly cost him more than a million dollars.
Tom'un üç hafta önce kaybolduğu bildirildi.
- Tom was reported missing three weeks ago.
Problem bildirimi için teşekkürler.
- Thanks for reporting the issue.
Ekonomi bakanı haftalık açıklama yapar.
- The economic minister gives a weekly report.
Ekonomi bakanı yıllık açıklama yapar.
- The economic minister gives a yearly report.
Detayları doğru bir şekilde rapor etti.
- He reported the details with accuracy.
Bir hırsızlığı rapor etmek istiyorum.
- I'd like to report a theft.
Gazeteler bu haberi vermedi.
- Newspapers did not report that news.
Tom'un bu rapordan haberi var mı?
- Does Tom know about this report?
Dan başarılı bir haberci oldu.
- Dan became a successful reporter.
Andrew Marr reports now on more in-fighting at Westminster.
a pistol-shot, flash and report, came from the hedge-side.
The financial director reports to the CEO.
If you do that again I'll report you to the boss.
... journalists and news reporters, rather than the ...
... were called pioneers of outsourcing. That's not my phrase. That's what reporters called ...