replenish a depleted supply, fill again

listen to the pronunciation of replenish a depleted supply, fill again
English - Turkish

Definition of replenish a depleted supply, fill again in English Turkish dictionary

refill
herhangi bir kabın içindeki biten maddenin yerine konan yedek takım
refill
yeniden doldur

Tom Mary'nin bardağını yeniden doldurdu. - Tom refilled Mary's glass.

Tom kahve demliğini aldı ve kendisinin ve Mary'nin kupalarını yeniden doldurdu. - Tom picked up the pot of coffee and refilled his and Mary's cups.

refill
yedek kalem içi
refill
{f} yeniden doldurmak

Tom kupasını aldı ve yeniden doldurmak için mutfağa gitti. - Tom grabbed his mug and walked into the kitchen to get a refill.

refill
(kâğıt/pil/kalem içi/kurşun/vb.) yedek
refill
doldurma

Doldurmamı ister misin? - Do you want a refill?

Tom kupasını aldı ve yeniden doldurmak için mutfağa gitti. - Tom grabbed his mug and walked into the kitchen to get a refill.

refill
tekrar doldur

Bence bu reçeteyi tekrar doldurmamın tam zamanı. - I think it's time for me to refill this prescription.

refill
{f} tekrar dolmak
refill
tekrar doldurmak
refill
{i}

Tom Mary'nin onu yeniden doldurması için kupasını uzattı. - Tom held his cup out for Mary to refill it.

Tom yeniden doldurulması için fincanını uzattı. - Tom held out his cup for a refill.

refill
kartuş
refill
{i} yedek

Sana bir yedek alabilir miyim? - Can I get you a refill?

English - English
{f} refill
replenish a depleted supply, fill again
Favorites