Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
- His repeated delinquencies brought him to court.
Hayır, İngiliz tekrarladı.
- No, repeated the Englishman.
Böylesine dikkatsiz bir hatayı tekrarlama.
- Don't repeat such a careless mistake.
Tom'un kendisi tekrarlamaktan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like to repeat himself.
Çok sayıda bilim adamı eksantrik olma ününe sahiptir.
- Many scientists have the reputation of being eccentric.
Tom şehrin civarında çok kötü bir üne sahiptir.
- Tom has a very bad reputation around town.
Kaza onun şöhretinde bir leke bıraktı.
- The incident left a spot on his reputation.
Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- That incident harmed his reputation.