O meşhur bir sanatçıdır.
- He is a famous artist.
Amerika'nın en meşhur adamı Washington'du.
- Washington was the most famous man in America.
Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
- Her book is famous not only in England but also in Japan.
Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
- His book is famous not only in England but also in Japan.
O tanınmış bir dağdır.
- That's a famous mountain.
Mary tanınmış bir pop yıldızıdır.
- Mary is a famous pop star.
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
- We got along famously.