rendite

listen to the pronunciation of rendite
German - Turkish
verim
English - Turkish

Definition of rendite in English Turkish dictionary

return
{f} dönmek

Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı. - The president was forced to return to Washington.

Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti. - The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.

return
{f} iade etmek

Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım. - I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.

Bunu iade etmek istiyorum. - I'd like to return this.

return
geri gönderme
return
(Ticaret) geri çevirme

O onun aşkını geri çevirmedi. - He did not return her love.

return
getirmek (kar)
return
dönüp gelme
rate of return
Yatırılan paranın geri kazanım oranı
return
{i} seçim sonucu
return
{i} tazminat
return
{f} nüksetmek
return
{i} bülten
return
dönüş, dönmek dön
return
{f} misilleme yapmak
return
{f} geri gelmek
return
{f} yansıtmak
return
{i} karşılık

Tom karşılık olarak ne istiyor. - What does Tom want in return?

Tom karşılık olarak ne bekliyor? - What does Tom expect in return?

return
{i} geriye gitme
return
{f} karar vermek [mahk.]