Sosyopatlar işledikleri suçlar için nadiren pişmanlık ya da suçluluk hissi duyarlar.
- Sociopaths rarely display remorse or feelings of guilt for their crimes.
Tecavüzcü, yargılanması sırasında hiçbir pişmanlık işareti göstermedi.
- The rapist showed no signs of remorse during his trial.
Tom Mary'nin arabasını çaldıktan sonra vicdan azabıyla doluydu ve bir kalemde sildi.
- Tom was full of remorse after stealing Mary's car and writing it off.
Tom Mary'nin arabasını çaldıktan sonra vicdan azabıyla doluydu ve bir kalemde sildi.
- Tom was full of remorse after stealing Mary's car and writing it off.
Fadıl suçlarından dolayı çok pişmandı.
- Fadil was remorseful for his crimes.
Fadıl pişmanlık duyuyordu.
- Fadil sounded remorseful.
Fadıl suçlarından dolayı çok pişmandı.
- Fadil was remorseful for his crimes.
Sami çok pişmandı ve gerçeği söyledi.
- Sami was very remorseful and he told the truth.
Presented to the tears of soft remorse.
Failure, disgrace, poverty, sorrow, despair, suffering, tears even, the broken words that come from lips in pain, remorse that makes one walk on thorns, conscience that condemns . . . —all these were things of which I was afraid.
In your new service contract, read the fine print of the buyer's remorse clause. Some carriers, such as VoiceStream, give you only 72 hours to decide whether to keep their service.
There was a remorseful look on her face.