remaining; stopping, halting

English - Turkish

Definition of remaining; stopping, halting in English Turkish dictionary

{f} kal

Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır. - My uncle is staying in Hong Kong at present.

George adında bir adam bir otelde kalıyordu. - A man named George was staying at a hotel.

Ucuz bir otelde kalarak seyahat giderlerini tasarruf etti. - I saved on travelling expenses by staying at a cheap hotel.

{i} kalma

Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor. - Today I just feel like staying at home and doing nothing.

Tom hayatının geriye kalan kısmında Boston'da kalmaya niyeti yok. - Tom has no intention of staying in Boston for the rest of his life.

{i} oturma

English - English

Definition of remaining; stopping, halting in English English dictionary: {i} staying

remaining; stopping, halting

Hyphenation

remaining; stopping, halt·ing

History

Favorites