reluctant or unable to advance

listen to the pronunciation of reluctant or unable to advance
English - Turkish

Definition of reluctant or unable to advance in English Turkish dictionary

backward
{s} çağdışı
backward
{s} geri kalmış

O, fikrini ifade etmede geri kalmış. - She is backward in expressing her opinion.

O ülkenin geri kalmışlığı iyi bilinir. - The backwardness of that country is well known.

backward
utangaç
backward
kafasız
backward
rötarlı
backward
çekingen
backward
başlangıca yönelmiş
backward
geçmişe yönelmiş
backward
geriye yönelmiş
backward
(Pisikoloji, Ruhbilim) geri zekalı
backward
{s} geç
backward
(sıfat) geri, geç, ters; çağdışı; gelişmemiş, yavaş öğrenen, geç kavrayan, geri kalmış; çekingen; isteksiz
backward
geriye doğru

Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır? - Why is it easier to park the car backwards than forwards?

Köpek geriye doğru yürüdü. - The dog walked backward.

backward
geri (ye)
backward
tersine

Belki bütün bunu tersine yapıyoruz. - Maybe we're doing this all backwards.

backward
{s} isteksiz
backward
geri geri
English - English
backward
reluctant or unable to advance

    Hyphenation

    re·luc·tant or un·a·ble to ad·vance

    Turkish pronunciation

    rilʌktınt ır ıneybıl tı ıdväns

    Pronunciation

    /rēˈləktənt ər ənˈābəl tə ədˈvans/ /riːˈlʌktənt ɜr ənˈeɪbəl tə ədˈvæns/
Favorites