Bu büyük bir rahatlama.
- That's a huge relief.
Bu bir rahatlama olur.
- That would be a relief.
Bu böyle bir ferahlık.
- This is such a relief.
Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.
- Dan needed money and sought financial relief from his father.
Alerjini hafifletmek istiyorsan, bunu dene.
- If you want allergy relief, try this.
Tom deprem yardımı için bağışlanan tüm parayla birlikte kaçtı.
- Tom absconded with all the money donated for earthquake relief.
Yardım malzemeleri felaket bölgesine hızla ulaştırılmıştır.
- Relief supplies were raced to the disaster area.