Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
- The content of his speech is not relevant to the subject.
Onun konu ile ilgili olmadığını söylemeye nasıl cesaret edersin!
- How dare you say that's not relevant!
Onun konu ile ilgili olmadığını söylemeye nasıl cesaret edersin!
- How dare you say that's not relevant!
Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
- The content of his speech is not relevant to the subject.
En ilişkili konuları tartışmak için zaman geldi.
- The time has come to debate the most relevant matters.
Umarım bu harcama raporu tüm ilişkili iş masraflarını içerir,çünkü bundan bir sent daha fazlasını ödemeyeceğim.
- I hope this expense report contains all the relevant business expenses because I'm not paying a cent more after this.
Yorumlar konuyla alakalı olmalıdır.
- Comments must be relevant to the topic.
Teorik bir bakış açısından, Peterson'un tartışması bizim tartışmayla doğrudan alakalıdır.
- From a theoretical point of view, Peterson's argument is directly relevant to our discussion.
Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.
- I thought his opinion was relevant.
Onun konu ile ilgili olmadığını söylemeye nasıl cesaret edersin!
- How dare you say that's not relevant!
Bu, amaca uygun olabilir.
- This may be relevant.
Senin dinin Mars'a uygun mu?
- Is your religion relevant on Mars?
Ben neyin uygun olduğunu bilirim.
- I know what's relevant.
Yorumlar konuyla alakalı olmalıdır.
- Comments must be relevant to the topic.
Teorik bir bakış açısından, Peterson'un tartışması bizim tartışmayla doğrudan alakalıdır.
- From a theoretical point of view, Peterson's argument is directly relevant to our discussion.
Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
- The content of his speech is not relevant to the subject.
His mother provided some relevant background information concerning his medical condition.
... are most relevant for different possible queries. ...
... This is relevant to him because his daughter's team is utterly ...