Tom gevşemiş ve dinlenmiş görünüyordu.
- Tom looked relaxed and rested.
Sıcak banyo kaslarımı gevşetti.
- The hot bath relaxed my muscles.
Tom gevşemiş ve dinlenmiş görünüyordu.
- Tom looked relaxed and rested.
Tom gevşemiş göründüğümü söyledi.
- Tom said I seemed relaxed.
Herkes rahatlamış görünüyordu.
- Everyone looked relaxed.
Tom rahatlamış görünüyordu.
- Tom seemed to be relaxed.
Rahatlamak için ne yapıyorsun?
- What do you do for relaxation?
Çocuklarımın okul maliyetini bildiğim için, bir bira ile rahatlamak ya da boş vermek imkansız.
- Knowing how much school for my kids is costing, it's impossible to relax with a beer and take it easy.
Sadece kumsalda oturup bir hafta boyunca gevşemek istiyorum.
- I just want to sit on the beach and relax for a week.
Onu rahatlatmak için bir ilaç verdi.
- He gave her a drug to make her relax.
Derin bir nefes al ve sonra gevşe.
- Take a deep breath and then relax.
Biraz gevşemelisiniz.
- You'd better relax a bit.
The relaxed rules were greatly tightened after the lawsuit.
He's a relaxed kind of guy, he never lets himself get upset.
... sophisticated and relaxed it has the advantages of a large city ...