English - Turkish
Definition of relating to the basic, essential or fundamental part of something in English Turkish dictionary
- elementary
- başlayanlar için
- elementary
- {s} basit
- elementary
- {s} temel
Bu akıl yürütme ile ilgili temel bir hatadır.
-This is an elementary error of reasoning.
Eğitim, en azından ilk ve temel aşamalarda parasızdır.
-Education shall be free, at least in the elementary and fundamental stages.
- elementary
- öğesel
- elementary
- yalın
- elementary
- kolay
- elementary
- (eğitim/öğretim) ilk
- elementary
- elementary education ilköğretim
- elementary
- (Tıp) Sade, tek elementten ibaret
- elementary
- (sıfat) temel, asıl, basit, ilkel, saf, doğa güçleri ile ilgili, başlangıç, ilk
- elementary
- {s} asıl
- elementary
- ilk ve ortaokul
- elementary
- {s} başlayanlar için: elementary French course yeni başlayanlar için Fransızca kursu
- elementary
- giriş/basit
- elementary
- {s} saf
- elementary
- elementary proposition asıl önerme
- elementary
- {s} ilk
İlkokul çocukları, altı yıllık bir dönem için okula giderler.
-Elementary school children go to school for a term of six years.
İlkokul öğretmenlerimi özlüyorum.
-I miss my elementary school teachers.
Related Terms
English - English
Definition of relating to the basic, essential or fundamental part of something in English English dictionary
- elementary
relating to the basic, essential or fundamental part of something
Hyphenation
re·lat·ing to the basic, es·sen·tial or fun·da·men·tal part of some·thingPronunciation
Resimler
Favorites