Kadınlara karşı tavrın saldırgan.
- Your attitude towards women is offensive.
Cesur şövalye saldırganın üzerine gitmek için o anda tereddüt etmedi.
- The bold knight didn't hesitate at the time to go onto the offensive.
General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.
- The general decided to launch an offensive against the enemy camp.
Saldırı planları gizliydi.
- The plans for the offensive were secret.
Biz iyi bir hücum takımı değildik.
- We weren't a good offensive team.
Onun şakaları iğrenç.
- His jokes are offensive.
Tom'un fıkraları iğrenç.
- Your jokes were offensive.
Zenci kötü bir kelimedir.
- Nigger is an offensive word.
The army's offensive capabilities. An offensive weapon.