He has set up three world records in swimming this year.
- O bu yıl yüzmede üç dünya rekoru kırdı.
He is sure to set a new record in the triple jump.
- O, üçlü atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.
The UK employment rate is at a record high.
- İngiltere'de istihdam oranı rekor düzeyde.
The Danube's water level has reached a record high.
- Tuna'nın su seviyesi rekor yüksekliğe ulaştı.