Ben bu iddiayı reddetmek istemiyorum.
- I do not want to reject this claim.
Cahilliğin en yüksek formu, hakkında hiçbir şey bilmediği bir şeyi reddetmektir.
- The highest form of ignorance is to reject something you know nothing about.
O, onun yardım teklifini geri çevirdi.
- She rejected his offer of help.
Tom bu teklifi geri çevirdi.
- Tom rejected this proposal.
Patron yeni proje için bütçeyi reddetti.
- My boss rejected the budget for the new project.
O benim önerimi reddetti.
- She rejected my proposal.
Red için hazırlıklı olun.
- Be prepared for the rejection.
Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
- The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.
Onun başvurusu reddedildi.
- His application was rejected.
Patron yeni proje için bütçeyi reddetti.
- My boss rejected the budget for the new project.
O benim önerimi reddetti.
- She rejected my proposal.
She even rejected my improved offer.
... one of all 50 states. And the key to great schools: great teachers. So I reject the idea ...