Ben bu iddiayı reddetmek istemiyorum.
- I do not want to reject this claim.
Cahilliğin en yüksek formu, hakkında hiçbir şey bilmediği bir şeyi reddetmektir.
- The highest form of ignorance is to reject something you know nothing about.
O, onun yardım teklifini geri çevirdi.
- She rejected his offer of help.
Onlar başvurumu geri çevirdiler.
- They rejected my application.
Jefferson bu fikri reddetti.
- Jefferson rejected this idea.
Müşteri, gösterdiğim her şeyi reddetti.
- The customer rejected everything that I showed her.
Red için hazırlıklı olun.
- Be prepared for the rejection.
Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
- The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.
Kredi kartım ATM tarafından reddedildi.
- My credit card was rejected by the ATM.
Jefferson bu fikri reddetti.
- Jefferson rejected this idea.
O benim önerimi reddetti.
- She rejected my proposal.
She even rejected my improved offer.
... one of all 50 states. And the key to great schools: great teachers. So I reject the idea ...