regular, common, usual

listen to the pronunciation of regular, common, usual
English - Turkish

Definition of regular, common, usual in English Turkish dictionary

everyday
{s} her günkü

O sadece her günkü bir şeydir. - It's just an everyday thing.

everyday
{s} günlük

TV günlük yaşamda önemli bir rol oynar. - TV plays an important part in everyday life.

En azından günlük konuşmalar yapabilmeyi istiyorum. - At the very least, I'd like to be able to have everyday conversations.

everyday
{f} hergün
everyday
{s} adi
everyday
{s} olağan
everyday
{s} her gün

Leyla her gün Sami ile konuştu. - Layla talked to Sami everyday.

O sadece her günkü bir şeydir. - It's just an everyday thing.

everyday
{s} vasat
everyday
{s} basit
everyday
{s} gündelik

Meydan okumalar Fadıl'ın gündelik hayatının bir parçasıdır. - Confrontations are part of Fadil's everyday life.

Gündelik şeylerde güzelliği görmek için bir sanatçı olmak zorunda değilsiniz. - You do not have to be an artist in order to see the beauty in everyday things.

everyday
{s} orta halli
English - English
{s} everyday
regular, common, usual
Favorites