Herhangi bir şeyden pişman olmak istemiyorum.
- I don't want to regret anything.
Bende geriye bakmak ve yaptıklarım için pişman olmak eğilimi yoktur.
- I don't tend to look back and regret what I've done.
Yapmış olduğumdan hiçbir pişmanlık duymuyorum.
- I have no regrets for what I have done.
Tom, Mary'yi John'a tanıştırdığından pişmanlık duyuyor.
- Tom regrets having introduced Mary to John.
Annesinin kaybı ona üzüntü ve pişmanlık getirdi.
- The loss of his mother brought him sorrow and regret.
Hepsi onun ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
- They all expressed regret over her death.
Onunla karşılaşma yoksa üzülürsün.
- Don't cross him or you'll regret it.
İnsanlar onun ani ölümüne derinden üzüldüler.
- People regretted his sudden death deeply.
He regretted his words.
I regret that I have to do this, but I don't have a choice.
... why I made certain decisions, that instead of regretting ...