Tom ve ben bir kuyu kazmaya başlamayı planlıyoruz.
- Tom and I plan to start digging a well tomorrow morning.
Kim olduklarını bilmediğimiz insanların arasında, çok uzak bir ülkedeki savaş yüzünden burada gaz maskeleri denemek ve hendekler kazmak zorunda olmamız ne kadar korkunç, fantastik, inanılmaz.
- How horrible, fantastic, incredible it is that we should be digging trenches and trying on gas-masks here because of a quarrel in a far away country between people of whom we know nothing.
O, kendi mezarını kazıyor.
- He is digging his own grave.
Köpek bir çukur kazıyordu.
- The dog was digging a hole.