İnatçı yanım babamdan gelmedir.
- I've got my stubbornness from my father.
Mary özür dilemeyecek kadar çok inatçı.
- Mary is too stubborn to apologize.
O bir katır kadar inatçıdır.
- He is stubborn as a mule.
Bir katır kadar inatçısın! Bu sefer onun haklı olduğunu kabul et.
- You are as stubborn as a mule! For once, accept that she is right.
Blood can make a very stubborn stain on fabrics if not washed properly.