Yaşlandın ve inatçı oldun.
- You've become old and stubborn.
Eğer inatçı olursan kesinlikle yalnız kalırsın.
- If it becomes stubborn indeed it stands alone.
O bir katır kadar inatçı.
- He's as stubborn as a mule.
Tom bir katır kadar inatçı.
- Tom is as stubborn as a mule.
Blood can make a very stubborn stain on fabrics if not washed properly.