Tom'un talebi reddedildi.
- Tom's request was refused.
2012'de Fadıl'ın şartlı tahliyesi 11 yıl daha reddedildi.
- In 2012, Fadil's parole was refused for another 11 years.
Tom Mary'nin yardımını reddetmekle hata yaptı.
- Tom was wrong to refuse Mary's help.
Onun teklifini reddetmek zorunda kaldım.
- I had to refuse her offer.
Rosa Parks, beyaz bir yolcuya koltuğunu bırakmayı reddetti.
- Rosa Parks refused to give up her seat for a white passenger.
Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.
- I am surprised that she refused such a good offer.
Ben artık o kızla kazları gütmeyi reddediyorum.
- I refuse to herd geese any longer with that girl.
Artık sana itaat etmeyi reddediyorum.
- I refuse to obey you any longer.
I asked the star if I could have her autograph, but she refused.
... aware of reports that the State Department refused extra security for our embassy in ...
... because Iran has refused to live up to their obligations. It has nothing to do with the ...