refined; select; excellent; choice

listen to the pronunciation of refined; select; excellent; choice
English - Turkish

Definition of refined; select; excellent; choice in English Turkish dictionary

try
{i} deneme

Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı. - It was mad of him to try to swim in the icy water.

Daha kibar olmayı denemelisin. - You should try to be more polite.

try
{f} çalışmak (yapmaya)
try
girişim

Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin. - Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again.

try
kalkışma
try
sıkmak
try
kızdırmak
try
uğraşmak

Sonunda Tom'u odasını temizlemeye ikna etmek için uğraşmaktan vazgeçtim. - I finally stopped trying to persuade Tom to clean his room.

Ona uğraşmak anlamsız. - It's nonsense to try that.

try
(Tıp) Deneme, tecrübe
try
tetkik etmek
try
{f} teşebbüs etmek
try
{f} çalışmak, uğraşmak: They are trying to finish the project on time. Projeyi zamanında bitirmeye çalışıyorlar
try
{f} tatmak
try
{f} taşırmak (sabır)
try
tecrübe etmek
try
(fiil) denemek, gayret etmek, teşebbüs etmek, çalışmak (yapmaya), sınamak, yormak, taşırmak (sabır), yargılamak, tatmak
try
{i} atış hakkı (ragbi)
try
(isim) deneme, çaba, atış hakkı (ragbi)
try
tahkik etmek
try
(Tıp) Denemek, tecrübe etmek
English - English
try