Bifteğe çoğu zaman kırmızı şarap eşlik eder.
- Steak is often accompanied by red wine.
O bir bardak kırmızı şarap içti.
- He drank a glass of red wine.
Kırmızı bir spor araba aldım.
- I bought a red sports car.
Elmalar kırmızı veya yeşildir.
- Apples are red or green.
Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.
- The future of our company is at stake. We have been heavily in the red for the last couple of years.
Bizim aile bütçesi borçludur.
- Our family budget is in the red.
Hiç kızıl saçlı birini tanıyor musun?
- Do you know any redheads?
Tom kızıl saçlı, değil mi?
- Tom is a redhead, isn't he?
Ahırlar kırmızı boyalıdır, çünkü kırmızı boya ucuzdur.
- Barns are painted red because red paint is cheap.
O saçını kırmızı boyadı.
- She dyed her hair red.
Tom said he prefers red wine.
- Tom said that he prefers red wine.
Tom said that he prefers red wine.
- Tom said he prefers red wine.
... Or even something simple, like somebody just spilled red wine ...