Ben sık sık bu sorunu aklımda gözden geçiriyorum.
- I constantly went over this problem in my mind.
Tom sık sık kendisiyle çelişir.
- Tom constantly contradicts himself.
O, sürekli şikâyet ediyor.
- He is constantly complaining.
Karısı ona sürekli dırdır ediyor.
- His wife nags him constantly.
Sürekli olarak isimleri unutuyorum.
- I am constantly forgetting names.
Annesi sürekli olarak bundan şikâyet ediyor.
- His mother is constantly complaining about it.
Daima kendi kendime lakırdı ederim.
- I constantly talk to myself.