Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim.
- I shall hide the key so that you cannot open the suitcase.
Biri benim bavulumu çaldı.
- Somebody has stolen my suitcase.
Tom valizin anahtarını Mary'ye verdiğini hatırlıyor.
- Tom remembers giving Mary the key to the suitcase.
Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
- The suitcase contained nothing but dirty clothes.
Biletimi alırken çantama göz kulak ol.
- Keep an eye on my suitcase while I buy my ticket.
Eri'nin çantası ağır gözükmesine rağmen, aslında oldukça hafiftir.
- Although Eri's suitcase looks heavy, it's actually very light.