Bunu kabul etmek zorundayız.
- We have to acknowledge that.
Arkadaşlığınızı aşmış olabileceğinizi kabul etmek genelde çok zordur.
- It's often very hard to acknowledge that you may have outgrown your friendship.
Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is.
Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is.
Mektubumuzun alındığı bildirimini aldık.
- We received an acknowledgement of our letter.
O, bir baş selamı ile varlığımı kabul etti.
- He acknowledged my presence with a nod.
O, hatasını kabul etti.
- She acknowledged her mistake.
Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is.
Tom yeni sınıf başkanı olmayı umduğunu itiraf etti.
- Tom acknowledged that he was hoping to become the new class president.