Tom son dönemlerde şişmanladı.
- Tom has put on weight recently.
Son zamanlarda, o çok fazla içki içiyor.
- Recently, he's been drinking too much.
Son zamanlarda, ona maaş çekini zamanında vermiyorlar.
- Recently, they have not been giving her her paycheck on time.
Eninde sonunda kim karar verecek?
- Who will ultimately decide?
Tom son günlerde benim için biraz iş yaptı.
- Tom did some work for me recently.
Son günlerde Rosalie O'Connor'ı gördüm.
- I saw Rosalie O'Connor recently.
Geçenlerde yeni bir daireye taşındım.
- Recently I moved to another apartment.
O, son zamanlarda jipini yeni bir Mersedesle değiştirdi.
- He recently traded in his jeep for a new Mercedes.
Geçenlerde yeni bir daireye taşındım.
- Recently I moved to another apartment.
Geçenlerde diş macunumun markasını değiştirdim.
- I've recently changed brands of toothpaste.
Yakınlarda Tom'la konuştun mu?
- Have you talked to Tom recently?
Tom yakınlarda seninle konuştu mu?
- Has Tom talked to you recently?
Tom ve Mary çok yakın zamanda evlendiler.
- Tom and Mary got married very recently.
Onun yakın zamanda yayımlanan öykü koleksiyonu Esperanto'da post modern eserlerin meraklılarını heyecanlandırıyor.
- Her recently-released short story collection thrills enthusiasts of postmodern works in Esperanto.
Bu tür düşüncelerin sonuçta onların nihai kararı üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır.
- Such considerations ultimately had no effect on their final decision.
Tartışma şiddetli ve ahenkli ama sonuçta inandırıcı değil.
- The argument is rigorous and coherent but ultimately unconvincing.
Bu aralar IT sertifikasyonlarına çalışmak için epey zaman harcıyorum.
- I've been spending a lot of time studying for IT certifications recently.
Şu sıralar BT sertifikasyonlarına çalışmaya çok vakit harcıyorum.
- I've been spending a lot of time studying for IT certifications recently.
Şu sıralar bu problemi tartıştık.
- We have recently discussed this problem.
Daha az önce başladım.
- I have only just begun.
Sadece az önce geldim.
- I've only just arrived.
Sadece yeni başladım.
- I've only just begun.
Leyla'nın kabusu daha yeni başlıyordu.
- Layla's nightmare was only just beginning.
I've only just cleaned the floor, and you've made muddy tracks!.
... It's been recently reported in the news that some employers ...
... Recently we launched two more ...