Bu cep telefonu hakikaten pahalı.
- This cellphone is really expensive.
O hakikaten sıkıcı mıydı?
- Was he really boring?
Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I really look forward to your visit in the near future.
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
- Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
Gerçekten mi? Kitaplarını hep okuduğun, sevdiğin bir yazarın var mı?
- Really? You have a favorite writer you always read?
Gerçekten mi? Ben gitmeden önce onu kilitlemiştim.
- Really? I had locked it up before I went out.
Gerçekten tam olarak öyle mi söyledin?
- Did you just really say that?
Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?
- Do you really think so?
Çatı mutlaka tamir edilmeli.
- The roof is really in need of repair.
Çıkmadan mutlaka karnını doyurmalısın.
- You really should eat before you leave.
Birinin kafasından neler geçtiğini kimse kesin olarak bilemez.
- No one ever really knows what's going through someone else's head.
Hiçbir şeyi kesin olarak öngöremeyiz.
- We cannot really predict anything.
Ben kesinlikle bir şans daha istiyorum.
- I really want another chance.
Çok kibar olsa bile ona kesinlikle güvenmiyorum.
- Even if he's very nice, I don't really trust him.
En son yapmak zorunda kaldığın cidden zor şey neydi?
- What was the last really difficult thing you had to do?
Biri koltuğun altından uzaktan kumandayı çıkarmama yardım edebilir mi? Cidden sıkışmış oraya.
- Can someone help me fish out the remote from under the couch? It's really stuck in there.
Buradaki sistem gayet iyi çalışıyor.
- The system here works really well.
Ben aslında geveze birisi değilimdir. Sadece sana anlatacak çok şeyim var.
- I'm not really a talkative person. It's just that I have a lot of things to tell you.
O saygın bir iş adamı gibi görünüyor ama aslında Mafyanın bir üyesidir.
- He seems like a respectable businessman, but he's really part of the Mafia.
Ben gerçekten, hakikaten ona inanıyorum.
- I really, truly believe that.
Ben de hakikaten öyle düşünmüyorum.
- I really don't think so.
Sahiden mi? Adam, şaka yapıyorsun değil mi?
- Really?! Man, you're kidding right?
Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
- Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.
Sahi mi? Benim hobim çizgi roman okumaktır.
- Really? My hobby is reading comics.
O gerçekten akıllı, değil mi?
- She's really smart, isn't she?
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Hakiki kadınların kıvrımları vardır.
- Real women have curves.
Sen hiç hakiki Macar tas kebabı yedin mi? Hayır ama gerçekten yemek istiyorum.
- Have you ever had genuine Hungarian goulash? No, but I'd really like to.
Tom'un çok saf olduğunu fark etmedim.
- I didn't realize that Tom was so gullible.
Zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız.
- Bullying is a serious problem, but we have to understand that setting out to eliminate it entirely isn't a realistic proposition.
Reel sayılar kümesi sayılamazdır.
- The set of real numbers is uncountable.
Fiyat artışları reel ve nominal büyüme oranları arasındaki farkı açıklar.
- Price increases explain the difference between the real and nominal growth rates.
Okuyucular, röportajların asıl hedefidir.
- The readers are the real target of interviews.
Asıl amaç buysa bilmem tabii.
- If that is the real aim, naturally I would not know about that.
Sen Fransa'dayken seni gerçekten çok özlemiştim.
- I really missed you when you were in France.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
x bir reel sayı olmak üzere, x² + kx - 3k > 0 eşitsizliğinde k sabitinin alabileceği değer aralığını bulunuz.
- Determine the range of values of the constant k to which the quadratic inequality x² + kx - 3k > 0 holds for any real value of x.
O, yeni pantolon askısı hakkında gerçekten hassas.
- She's really touchy about her new braces.
Mary gerçekten hasta değil. O numara yapıyor.
- Mary isn't really sick. She's just faking it.
Tom Mary'nin ciddi olduğunu fark etmedi.
- Tom didn't realize Mary was serious.
Tom Mary'nin ciddi olduğunu açıkladı.
- Tom realized Mary was serious.
Herkes gerçekten samimiydi.
- Everybody was really friendly.
Tom Mary'nin gerçekten çok samimi olduğunu düşündü.
- Tom thought Mary was really friendly.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I really look forward to your visit in the near future.
O konuda cidden üzgünüm.
- I'm real sorry about that.
En son yapmak zorunda kaldığın cidden zor şey neydi?
- What was the last really difficult thing you had to do?
Sahiden mi? Adam, şaka yapıyorsun değil mi?
- Really?! Man, you're kidding right?
Bu geyiğin sütü sahiden iyi midir?
- Is the milk from this deer really good?
3 yaşındaki çocuğum harbiden sinirlerimi hoplatıyor.
- My 3-year-old is really getting on my nerves.
He really is a true friend. / Really? What makes you so sure?.
Well, really! How rude.
B: Really?.
B: Really. She's a nightmare.
B: Really.
But ma, I really, really want to go to the show!.
I'm really happy I ran into you.
- I'm really glad I ran into you.
Really, you are so mean.
- Really, you are so mean!
What is the real GNP of this polity?.
real father or real mother.
I'm really glad I ran into you.
- I'm really happy I ran into you.
Really, you are so mean.
- Really, you are so mean!
No one has ever seen a real unicorn.
I'm a realistic person.
- I am a realistic person.
I am a realistic person.
- I'm a realistic person.
... like, a favorite song of mine from a certain area. And, you know, it's really fun to do, ...
... It's a really solid observation. ...