Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
- My sponsor was willing to agree to my suggestion.
Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.
- I assume you are willing to take the risk.
Tom bir şey denemek için gönüllü.
- Tom is willing to try anything.
Tom'un bize yardım etmek için gönüllü olduğundan oldukça eminim.
- I'm pretty sure Tom's willing to help us.
Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin.
- If anyone is not willing to work, then he is not to eat, either.
Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
- My sponsor was willing to agree to my suggestion.
Eğer yapmamı istiyorsan, sana yardım etmeye hazırım.
- I'm willing to help you if you want me to.
Ben teklifini kabul etmeye hazırım.
- I'm willing to accept your offer.
Onu hala bedava yapmaya razıyım.
- I'm still willing to do that for free.
Onu yapmak için dünden razı olurdum.
- I would be more than willing to do that.
If my boyfriend isn't willing to change his drinking habits, I will split up with him.