Ben teklifinizi almaya istekliyim.
- I am willing to take your offer.
O,o kediye bakmak için istekliydi.
- He was willing to care for that cat.
Tom bir şey denemek için gönüllü.
- Tom is willing to try anything.
Tom'un bize yardım etmek için gönüllü olduğundan oldukça eminim.
- I'm pretty sure Tom's willing to help us.
Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.
- I assume you are willing to take the risk.
Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
- An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
Ben teklifini kabul etmeye hazırım.
- I'm willing to accept your offer.
O her zaman başı dertte olan insanlara yardım etmeye hazırdı.
- She was always willing to help people in trouble.
Onu hala bedava yapmaya razıyım.
- I'm still willing to do that for free.
Böyle yüksek bir bedel ödemeye razı değilim.
- I'm not willing to pay such a high price.
If my boyfriend isn't willing to change his drinking habits, I will split up with him.