Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.
- I must return home within a week.
Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
- The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
Tom gömleği iade etti çünkü çok küçüktü.
- Tom returned the shirt because it was too small.
Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
- I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
İşe geri dönmek istiyorum.
- I want to return to work.
Gidip geri dönmek için bir dakikan var.
- You've got a minute to go and return.
Bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.
- A person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it.
Tom kaybettiği köpeğinin getirilmesi için bir ödül önerdi.
- Tom offered a reward for the return of his lost dog.
Yaşam yolunda dönüş yoktur.
- There is no returning on the road of life.
Köpek her gün sahibinin dönüşünü bekledi.
- The dog waited day after day for its master's return.
Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- In order to return to our era, what should we do?
Dave asla tekrar okula geri dönmedi.
- Dave never returned to school again.
Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
- There is no returning to our younger days.
Hepimiz senin geri dönüşünden ötürü gergindik.
- We were all anxious for your return.
Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım.
- I bought him a drink in return for his help.
Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
- I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
Semptomlar geri gelmedi.
- The symptoms haven't returned.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Tokyo'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- I have a return ticket to Tokyo.
Osaka'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- I have a return ticket to Osaka.
Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
- I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
Geri dönenlerin bu sınıfa karışması zordur.
- It's difficult for returnees to blend in with that class.
Ben dönene kadar burada kal.
- Stay here till I return.
Çağrına hemen cevap vermediğim için üzgünüm.
- I'm sorry I didn't return your call right away.
Paramın hemen iade edilmesini istiyorum.
- I want my money returned immediately.
Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner.
- Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns.
Tom yıllardır vergi beyannamesi vermemiş.
- Tom hasn't filed a tax return in years.
O çağrılarımı yanıtlamadı.
- She didn't return my calls.
Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
- After a long absence, he returned home.
O, Japonya'ya geri döndü.
- He returned to Japan.
Ne zaman arabayı geri vermek zorundayım?
- When do I have to return the car?
Tom ödünç aldığı kitabı getirmek için geldi.
- Tom came to return a book he'd borrowed.
Tom'un yakında eve dönmesini bekliyoruz.
- We expect Tom to return home soon.
Ona bir mektup yazdım ve ona eve erken dönmesini rica ettim.
- I wrote him a letter and asked him to return home soon.
Keşke iyiliğe karşılık verebilsem.
- I only wish I could return the favor.
Tom karşılık olarak ne istiyor.
- What does Tom want in return?
Ödünç al ve geri ver, sonra tekrar ödünç alabilirsin.Ödünç al ve geri verme ve sonra ödünç alma zorlaşır.
- Borrow and return, then you can borrow again. Borrow and don't return, and then the borrowing gets difficult.
Bu parayı ona geri vermeyi unutmamam lâzım.
- I've got to remember to return this money to him.
Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
- After a long absence, he returned home.
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
This function returns the number of files in the directory.
Whan Kyng Marke harde hym sey that worde, he returned his horse and abode by hym.
The player couldn't return the serve because it was so fast.
Hand in your return by the end of the tax year.
If one players plays a trump, the others must return a trump.
Do you want a one-way or return?.
It yielded a return of 5%.
Although the birds fly north for the summer, they return here in winter.
I suppose here is none woll be glad to returne – and as for me,’ seyde Sir Cador, ‘I had lever dye this day that onys to turne my bak.’.
You should return the library book within one month.
I expect the house to be spotless upon my return..
... you. And I want to turn to a first-time voter, Jeremy Epstein, who has a question for you. ...
... Now, string theory, in turn, can be summarized in an equation about an inch long, that's ...