The media are not reporting these stories.
- Medya bu hikayeleri rapor etmiyor.
The new accounting procedures require us to fill out different forms for reporting expenses.
- Yeni muhasebe prosedürleri giderleri rapor etmek için farklı formları doldurmamızı gerektirir.
He reported the details with accuracy.
- Detayları doğru bir şekilde rapor etti.
Tom must've reported what happened.
- Tom ne olduğunu rapor etmiş olmalı.
I have to report this.
- Bunu rapor etmeliyim.
I'd better report this to Tom.
- Bunu Tom'a rapor etsem iyi olur.