I hope I'm not disturbing you.
- Sizi rahatsız etmediğimi umuyorum.
I didn't call on you for fear of disturbing you.
- Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
Stop pestering me, I'm busy.
- Beni sürekli rahatsız etme, ben meşgulüm.
Don't disturb me while I'm studying.
- Çalışırken beni rahatsız etmeyin.
I hope I'm not disturbing you.
- Sizi rahatsız etmediğimi umuyorum.
Tom is doing that just to annoy Mary.
- Tom bunu sadece Mary'yi rahatsız etmek için yapıyor.
I didn't want to annoy you.
- Seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb him.
- Onu rahatsız etmek istemedim.
Tom didn't want to disturb Mary so late at night, but it was an emergency.
- Tom Mary'yi gece geç saatte rahatsız etmek istemedi, ama acil bir durumdu.
I didn't want to bother you.
- Seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't mean to bother you.
- Seni rahatsız etmek istemedim.
I don't want to embarrass you.
- Seni rahatsız etmek istemiyorum.
Tom didn't want to offend Mary.
- Tom, Mary'yi rahatsız etmek istemedi.
I'm sure Tom wouldn't want to offend anyone.
- Tom'un kimseyi rahatsız etmek istemeyeceğinden eminim.
I don't want to intrude on them if they're busy.
- Onlar meşgulse onları rahatsız etmek istemiyorum.