I often listen to soothing music in order to relax.
- Rahatlamak için sık sık rahatlatıcı müzik dinlerim.
It's not really that relaxing.
- Bu gerçekten o kadar rahatlatıcı değil.
I find the sound of the rain relaxing.
- Yağmurun sesini rahatlatıcı buluyorum.
I don't find that comforting.
- Onu rahatlatıcı bulmuyorum.
Tom doesn't need comforting.
- Tom'un rahatlatıcıya ihtiyacı yok.