That's a huge relief.
- Bu büyük bir rahatlama.
Tom's face showed his relief.
- Tom'un yüzü onun rahatlamasını gösterdi.
Sami showed Layla some relaxation exercises.
- Sami, Leyla'ya bazı rahatlama egzersizleri gösterdi.
What do you do for relaxation?
- Rahatlamak için ne yapıyorsun?
What do you do for relaxation?
- Rahatlamak için ne yapıyorsun?
Knowing how much school for my kids is costing, it's impossible to relax with a beer and take it easy.
- Çocuklarımın okul maliyetini bildiğim için, bir bira ile rahatlamak ya da boş vermek imkansız.