Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

radically different or contrary in action or movement

listen to the pronunciation of radically different or contrary in action or movement
English - Turkish

Definition of radically different or contrary in action or movement in English Turkish dictionary

opposite
{s} zıt

Ölüm yaşamın zıttı değildir: biz ölümümüzü ölürken geçirmezken hayatımızı yaşarken geçiririz. - Dying is not the opposite of living: we spend our life living while we don't spend our death dying.

Kuzey güneyden zıt yöndedir. - North is the opposite direction from south.

opposite
aksi

Aksi yöne gitmen gerekir. - You should go in the opposite direction.

opposite
{s} karşıt

İkiz olmalarına karşın onların karşıt kişilikleri vardı. - Although they were twins, they were of opposite personalities.

Zengin olmak, yoksul olmanın karşıtıdır. - Becoming rich is the opposite of becoming poor.

opposite
{e} karşısında

Parkın karşısında güzel bir nehir var. - Opposite the park there is a beautiful river.

Onun evi otobüs durağının tam karşısında. - Her house is just opposite the bus stop.

opposite
karşı yönde

Sami karşı yönden geliyordu. - Sami was coming in the opposite direction.

Benim görüşüm karşı yönde. - My opinion is the opposite.

opposite
{e} karşısındaki

Bizim evin karşısındaki evde yaşarlar. - They live in the house opposite to ours.

opposite
karşıt olan
opposite
{s} aleyhinde
opposite
karşı

Bizim evin karşısındaki evde yaşarlar. - They live in the house opposite to ours.

Onların evi otobüs durağının tam karşısında. - Their house is just opposite the bus stop.

opposite
karşıda

Karşıda altı katlı bir bina var. - Opposite there is a six-story building.

opposite
{s} karşı olan
opposite
karşıda olan
opposite
(zarf) karşı yönde, karşı, karşı tarafta, karşı karşıya
opposite
yaprakları karşı karşıya olan
opposite
karşı olan şey veya kimse
opposite
{i} karşı karşıya. 2
opposite
opposite number tekabül eden kimse veya şey
opposite
karşı karşıya
English - English
opposite
radically different or contrary in action or movement

    Hyphenation

    rad·i·cal·ly dif·fer·ent or con·tra·ry in ac·tion or move·ment

    Turkish pronunciation

    rädîkli dîfrınt ır kıntreri în äkşın ır muvmınt

    Pronunciation

    /ˈradəklē ˈdəfrənt ər kənˈtrerē ən ˈaksʜən ər ˈmo͞ovmənt/ /ˈrædɪkliː ˈdɪfrənt ɜr kənˈtrɛriː ɪn ˈækʃən ɜr ˈmuːvmənt/
Favorites