race; kind; family; breed; stock

listen to the pronunciation of race; kind; family; breed; stock
English - Turkish

Definition of race; kind; family; breed; stock in English Turkish dictionary

generation
nesil

Kitaplar olmasaydı, her nesil kendisi için geçmişin gerçeklerini yeniden keşfetmek zorunda kalacaktı. - If it were not for books, each generation would have to rediscover for itself the truths of the past.

Aynı şey daha genç nesil için söylenebilir. - The same thing holds good for the younger generation.

generation
{i} üretme
generation
{i} kuşak

Onlar arasında kuşak farkı var. - There is a generation gap between them.

Üç kuşak şeyleri üç şekilde görür. - Three generations see things three ways.

generation
nesil/üretim
generation
oluşum
generation
(Tıp) döl yatağı
generation
dölleme
generation
(Çevre) elektrik enerjisi üretimi
generation
{i} oluşturma
generation
(çıngı/vb.) üretme
generation
vasat olarak insan nesli farzedilen otuz yıl
generation
{i} üretim; meydana getirme
generation
(Askeri) (PHOTOGRAPHY) ÜRETİM (FOTOĞRAF): Orijinal bir negatif/pozitif'den birbiri ardına pozitif/negatif kopyalar hazırlanması. Örneğin, orijinal bir negatiften üretilen ilk pozitif bir ikinci -nesil üretimi; bu pozitiften yapılan negatif bir üçüncü nesil üretimi; ve bu negatiften elde edilen bir sonraki pozitif veya baskıda dördüncü nesil bir üretimdir
generation
generation gap aile ile çocuk arasındaki görüş farkından doğan anlaşmazlık
generation
(Askeri) MODEL: Bir füze, jet motoru veya benzeri teçhizatın teknik veya teknolojik geliştirilmesinde ilkel niteliğini kaybetmiş, tekamül halinde veya tekamül etmiş şekil ve performanslarla kendini belirten bir safha veya devre. Örneğin "roketlerin ilk modelleri sıvı yakıt kullanıyordu"
generation
zürriyet husule getirme
generation
{i} dünyaya getirme
generation
{i} üretim

Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir. - Fully automatic story generation remains an unsolved problem for computer scientists.

generation
(Tıp) Zürriyet, nesil, doğuş, tenasül, üreme jenerasyon
English - English
generation
race; kind; family; breed; stock
Favorites